اَلْفَدْحُ [el-fedḩ] (مَدْحٌ [medḩ] vezninde) Bir nesne bir adama sıklet verip basmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَدَحَهُ الدَّيْنُ فَدْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَثْقَلَهُ
اَلْفَدْحُ [el-fedḩ] (fâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Sıklet vermek. Ve fî hadîsi İbn Cureyc enne Resûlallâh sallallâhu ʹaleyhi ve sellem kâle: “وَعَلَى الْمُسْلِمِينَ أَنْ لَا يَتْرُكُوا مَفْدُوحًا فِي فِدَاءٍ أَوْ عَقْلٍ” Yaʹnî hatâ΄ ile üzerine diyet müteveccih olana ʹâkılesi nusret edip yük altında komayalar, ammâ gayrılar rivâyetinde مُفْرَحًا vâkiʹ olmuştur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı