اَلْقَامُوسُ [el-ḵâmûs] Deryâya, ʹalâ-kavlin pek derin yerine denir ki engin taʹbîr olunur; yukâlu: غَرَقَ فِي الْقَامُوسِ أَيِ الْبَحْرِ أَوْ هُوَ أَبْعَدُ مَوْضِعٍ فِيهِ غَوْرًا
اَلْقَامُوسُ [el-ḵâmûs] (ʹalâ-vezni اَلْكَافُور [el-kâfûr]) Deryânın ortası; yukâlu: هَذَا قَامُوسُ الْبَحْرِ أَيْ وَسَطُهُ وَمُعْظَمُهُ Ve med ve cezr hadîs-i şerîfinde buyurulmuştur: “مَلَكٌ مُوَكَّلٌ بِقَامُوسِ الْبَحْرِ كَلَّمَا وَضَعَ رِجْلَهُ فِيهِ فَاضَ فَإِذَا رَفَعَهَا غَاضَ” Yaʹnî “Deryâya mü΄ekkel olan melek deryâya ayak bassa taşar, ayağın kaldırsa çekilir.” Ve مَدٌّ [medd] su taşmağa ve جَزْرٌ [cezr] çekilmeğe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı