اَلْقَبَّانُ [el-ḵabbân] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Büyük teraziye denir ki lisânımızda kapan taʹbîr olunur, tahfîfle. Mütercim der ki Burhân’ın beyânına göre kepân-ı Fârisî muʹarrebidir; yukâlu: وَزَنَهُ بِالْقَبَّانِ أَيِ الْقُسْطَاسِ Ve minhu’l-meselu’l-muvelledu: “اَلدُّنْيَا قَبَّانُ نَحْنُ مَعَ الرُّجْحَانِ” Ve emîn ve muʹtemedün ʹaleyh adama ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ قَبَّانٌ أَيْ أَمِينٌ Ve žerbaycân memleketinde bir belde adıdır. Ve ʹAbdullâh b. Aḩmed nâm muhaddisin ceddi lakabıdır.
اَلْقَبَّانُ [el-ḵabbân] (ḵâf’ın fethi ve bâ’nın teşdîdiyle) Terâzû ve kıstâs maʹnâsına, muʹarrebdir. Ve
قَبَّانٌ [ḵabbân] Emîn maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: فُلَانٌ قَبَّانٌ عَلَى فُلَانٍ أَيْ أَمِينٌ عَلَيْهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı