اَلْقِبَلُ [el-ḵibel] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) ve
اَلْقَبَلِيُّ [el-ḵabeliyy] (عَرَبِيٌّ [ʹarabiyy] vezninde) Bunlar da karşıda ʹayân ve âşikâre olan şey΄e denir; tekûlu: رَأَيْتُهُ قَبَلًا مُحَرَّكَةً وَقُبُلًا بِضَمَّتَيْنِ وَقُبَلًا كَصُرَدٍ وَقِبَلًا كَعِنَبٍ وَقَبَلِيًّا وَقَبِيلًا أَيْ عَيَانًا وَمُقَابَلَةً Ve
قِبَلٌ [ḵibel] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) عِنْدَ [ʹinde] maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: لِي قِبَلَ فُلَانٍ حَقٌّ أَيْ عِنْدَهُ Ve tâb u tâkat ve mukâvemet maʹnâsına müstaʹmeldir ki bundan karşılık ile taʹbîr olunur; tekûlu: مَا لِي بِهِ قِبَلٌ أَيْ طَاقَةٌ Ve
ذِي قِبَلٍ [žî ḵibel] Gelecek zamândan kinâye olur ki zikr olundu.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı