اَلْقَصْقَصُ [el-ḵaṡḵaṡ] (عَرْعَرٌ [ʹarʹar] vezninde) ve
اَلْقَصِيصُ [el-ḵaṡîṡ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Göğüste kıl biten yere denir. Ve
قَصِيصٌ [Ḵaṡîṡ] Ece΄ nâm cebelde bir su adıdır. Ve
قَصْقَصٌ [ḵaṡḵaṡ] ve
قَصِيصٌ [ḵaṡîṡ] Sese denir, savt maʹnâsına.
اَلْقُصْقُصُ [el-ḵuṡḵuṡ] (هُدْهُدٌ [hudhud] vezninde) ve
اَلْقُصْقُصَةُ [el-ḵuṡḵuṡat] (hâ’yla) ve
اَلْقُصَاقِصُ [el-ḵuṡâḵiṡ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve
اَلْقَصْقَاصُ [el-ḵaṡḵâṡ] (ثَرْثَارٌ [šamp;eršamp;âr] vezninde) Yoğun gövdeli, ʹalâ-kavlin bodur adama denir; yukâlu: رَجُلٌ قُصْقُصٌ وَقَصْقُصَةٌ وَقُصَاقِصٌ وَقَصْقَاصٌ أَيْ غَلِيظٌ أَوْ قَصِيرٌ Ve
قُصَاقِصٌ [ḵuṡâḵiṡ] ve
قُصْقُصَةٌ [ḵuṡḵuṡat] ve
قَصْقَاصٌ [ḵaṡḵâṡ] Arslana sıfat olur ki iri ve fîl-hey΄et demek olur. Ve قُصَاقِصٌ [ḵuṡâḵiṡ] lafzının cemʹ-i mükesseri قَصَاقِصُ [ḵaṡâḵiṡ]tir ḵâf’ın fethiyle ve cemʹ-i sâlimi قُصَاقِصَاتٌ [ḵuṡâḵiṡât]tır. Ve
قُصَاقِصٌ [ḵuṡâḵiṡ] Pek yaramaz mûzî ve merdüm-âzâr olan yılana denir; yukâlu: حَيَّةٌ قُصَاقِصٌ أَيْ خَبِيثَةٌ Ve kavî ve tüvânâ erkek deveye vasf olur; yukâlu: جَمَلٌ قُصَاقِصٌ أَيْ قَوِيٌّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı