اَللَّيُّ [el-leyy] (طَيٌّ [ṯayy] vezninde) ve
اَللِّيُّ [el-liyy] ve
اَللِّيَّانُ [el-liyyân] (lâm’ların kesriyle) Borcu edâ eylemeyip ʹavk ve te΄hîr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَاهُ دَيْنَهُ وَبِدَيْنِهِ لَيًّا وَلِيًّا وَلِيَّانًا إِذَا مَطَلَهُ Ve bir adamın hakkını inkâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَاهُ بِحَقِّهِ إِذَا جَحَدَهُ إِيَّاهُ
اَللَّيُّ [el-leyy] (lâm’ın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) ve
اَللُّوِيُّ [el-luviyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) İp makûlesini burup bükmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَى الْحَبْلَ لَيًّا وَلُوِيًّا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا فَتَلَهُ وَثَنَاهُ Ve oğlan yirmi yaşına varmak maʹnâsınadır, gûyâ ki kemâl-i kuvvete varmakla sâ΄irin kollarını büker olur; yukâlu: لَوَى الْغُلَامُ إِذَا بَلَغَ عِشْرِينَ Ve bir işte sürʹat ve ikdâm eylemeyip tekâsül eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: لَوَى عَنِ الْأَمْرِ إِذَا تَثَاقَلَ Ve
لَيَانٌ [leyân] (بَيَانٌ [beyân] vezninde) Bir kimseden bir lâkırdıyı yâ bir haberi bildirmemek için büküp kıvırmakla ketm ve ihfâ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: لَوَى عَنِّي أَمْرَهُ لَيًّا وَلَيَانًا أَيْ طَوَاهُ Ve
لَيٌّ [leyy] Bir nesneye pek meyl ve ikbâl eylemek yâhûd muntazır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَى عَلَيْهِ إِذَا عَطَفَ أَوِ انْتَظَرَ Ve başı bir tarafa doğru çevirip imâle kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَى بِرَأسِهِ إِذَا أَمَالَ بِهِ Ve deve kuyruğunu beri öte salıp oynatmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَتِ النَّاقَةُ بِذَنَبِهَا إِذَا حَرَّكَتْ Ve bir adamı sâ΄ir üzere tercîh ve ihtiyâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَوَى فُلَانًا عَلَى فُلَانٍ إِذَا آثَرَهُ
لَيٌّ [leyy] ve
اَللَّيُّ [el-leyy] (lâm’ın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) İpi bükmek; tekûlu: لَوَيْتُ الْحَبْلَ إِذَا فَتَلْتَهُ Ve
لَيٌّ [leyy] Bir kimse başın döndürmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı