اَللَّوْصُ [el-levṡ] (lâm’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Kapı yarığı gibi yarıktan ve delikten içeriye bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: لاَصَ الرَّجُلُ يَلُوصُ لَوْصًا إِذَا لَمَحَ مِنْ خَلَلِ بَابٍ وَنَحْوِهِ Ve kulak ağrısına ʹalâ-kavlin boğaz ağrısına denir. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu: ḣمَنْ سَبَقَ الْعَاطِسَ بِالْحَمْدِ أَمِنَ الشَّوْصَ وَاللَّوْصَḢ وَهُوَ وَجَعُ الْأُذُنِ أَوِ النَّحْرِ Ve
لَوْصٌ [levṡ] Sapmak maʹnâsınadır; yukâlu: لاَصَ عَنْهُ إِذَا حَادَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı