اَلْمُؤَازَرَةُ [el-mu΄âzeret] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) Bir adamın ihsânla hüznünü defʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آزَرَهُ مُؤَازَرَةً إِذَا وَاسَاهُ Ve bir nesneye mukâbil olmak maʹnâsınadır; yukâlu: آزَرَهُ إِذَا حَاذَاهُ Ve bir adama yardım eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آزَرَهُ إِذَا عَاوَنَهُ Ve bu maʹnâlarda vâv ile مُوَازَرَةٌ şâzdır. Ve
مُؤَازَرَةٌ [mu΄âzeret] Ekin kuvvetlenip birbirine sarmaşmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: اَلزَّرْعُ يُؤَازِرُ بَعْضُهُ بَعْضًا إِذَا تَلاَحَقَ وَالْتَفَّ
اَلْمُؤَازَرَةُ [el-mu΄âzeret] Muʹâvenet etmek; tekûlu: آزَرْتُ فُلَانًا أَيْ أَعَنْتُهُ وَالْعَامَّةُ تَقُولُ وَازَرْتُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı