اَلْجَهِيرُ [el-cehîr] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلْمُجْهَرُ [el-mucher] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) ve
اَلْجَهْوَرِيُّ [el-cehveriyy] (yâ-yı nisbetle) Kelâma vasf olur, bülend âvâz ile söylenen söze denir; yukâlu: كَلاَمٌ جَهِيرٌ وَمُجْهَرٌ وَجَهْوَرِيٌّ أَيْ عَالٍŞârih der ki جَهْوَرِيٌّ [cehveriyy], sâhib-i âvâz-ı bülend dahi vasf olur; yukâlu: رَجُلٌ جَهْوَرِيٌّİntehâ. Ve
جَهِيرٌ [cehîr] Hoş-likâ ve hûb-çehre insâna ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ جَهِيرٌ أَيْ بَيِّنُ الْجُهُورَةِ وَالْجَهَارَةِ ذُو مَنْظَرٍ Ve lutf ve ihsâna sezâvâr olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ جَهِيرٌ أَيْ خَلِيقٌ لِلْمَعْرُوفِ Cemʹi جُهَرَاءُ [cuherâ΄] gelir, أُمَرَاءُ [umerâ΄] vezninde. Ve su karışmamış hâlis süte denir; yukâlu: لَبَنٌ جَهِيرٌ أَيْ غَيْرُ مَمْذُوقٍ بِالْمَاءِ
اَلْمِجْهَرُ [el-micher] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve
اَلْمِجْهَارُ [el-michâr] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) Sözü cehr ile söylemek ʹâdeti olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مِجْهَرٌ وَمِجْهَارٌ إِذَا كَانَتْ عَادَتُهُ أَنْ يَجْهَرَ الْكَلاَمَ
اَلْمِجْهَرُ [el-micher] (mîm’in kesri ve cîm’in sükûnuyla ve hâ’nın fethiyle) Ekseriyyâ çağırı söyleyen kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı