el-muṡaddiḵ ~ اَلْمُصَدِّقُ

Kamus-ı Muhit - المصدق maddesi

اَلْمُصَدِّقُ [el-muṡaddiḵ] (مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] vezninde) Zekât ahz eden ʹâmile ıtlâk olunur; yukâlu: أَخَذَ الْمُصَدِّقُ الْفَرِيضَةَ وَهُوَ آخِذُ الصَّدَقَاتِ

اَلْمِصْدَقُ [el-miṡdaḵ] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde, lâkin şârihin Lisânu’l-ʹArab ve Esâs ve ʹUbâb ve sâ΄ir ümmehâttan musarrahu’t-takyîd tashîhi üzere mîm’in ve dâl’ın fethiyle ki masdar-ı mîmîdir) صِدْقٌ [ṡidḵ] maʹnâsınadır. Pes ذُو lafzına izâfetle şol bahâdıra ıtlâk olunur ki düşman üzere hamle ve hücûmu râst ve dürüst ola, gûyâ ki o hamleyi vaʹd eylemekle vaʹdinde sâdık ola. Ve مِنْبَرٌ [minber] vezninde olduğuna göre ki âlet olur, yine sahih, belki bunda mübâlagayı mutazammın olur; yukâlu: شُجَاعٌ وَفَرَسٌ ذُو مِصْدَقٍ أَيْ صَادِقُ الْحَمْلَةِ وَصَادِقُ الْجَرْيِ Yaʹnî “Düşman üzere gerçekten hamle eden dil-âverdir ve gerçekten seğirten attır.”

Vankulu Lugatı - المصدق maddesi

اَلْمُصَدِّقُ [el-muṡaddiḵ] (mîm’in zammı ve dâl’ın kesri ve teşdîdiyle) Şol kimsedir ki seni haberinde tasdîk edip gerçeksin diye. Ve

مُصَدِّقٌ [muṡaddiḵ] Koyun zekâtın cemʹ edene dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı