اَلْمِعْزَابَةُ [el-miʹzâbet] (mîm’in kesriyle) ve
اَلْعَزِيبُ [el-ʹazîb] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bunlar da ergen kimseye denir: وَلاَ تَقُلْ أَعْزَبُ أَوْ هُوَ قَلِيلٌ Şârih der ki mifʹâl vezni ki mübâlaga-i ism-i fâʹildir, tezkîr ve te΄nîsi müsâvîdir, yani müzekker ve mü΄ennesine tâ’nın duhûlü ve ʹademi berâberdir. Burada tecrîd kabîlinden fâʹil olarak istiʹmâl olundu. Ve عَزِيبٌ [ʹazîb] dahi ism-i fâʹildir. Miṡbâḩ’ın beyânına göre ism-i fâʹili عَازِبٌ [ʹâzib]dir. Ve mü΄ellif أَعْزَبُ [aʹzeb] ıtlâkından gerçi nehy eyledi, lâkin bu Ebû Ḩâtim kavlidir, sâ΄iri tecvîz eylediler.
اَلْمِعْزَابَةُ [el-miʹzâbet] (mîm’in kesriyle ve ʹayn’ın sükûnuyla) Şol kimsedir ki davarlar ile merʹâda halktan ırak ola. Kezâlik şol kimseye de derler ki onun ergenliği yaʹnî tecerrüdü uzamış ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı