اَلْمِعْزَالُ [el-miʹzâl] (مِفْتَاحٌ [miftâḩ] vezninde) Sâ΄ir çobanlara ihtilât etmeyip dâ΄imâ davarlarını başkaca raʹy eden çobana denir. Ve dâ΄imâ gürûhundan alargaya nâzil olan yolcuya denir. Ve silâhsız adama denir; cemʹi مَعَازِيلُ [meʹâzîl]dir; yukâlu: هُوَ مِعْزَالٌ أَيْ نَازِلٌ نَاحِيَةً مِنَ السَّفَرِ وَكَذَا لَا رُمْحَ لَهُ ʹArablar رُمْحٌ [rumḩ] ile mutlak silâhtan kinâye ederler. Ve hisset ve denâ΄etinden kumarcılara karışmayıp seyircilik eden kimseye denir. Ve ʹaklı zaʹîf ahmak ve nâdâna denir ki nâsa ihtilâttan mahrûmdur.
اَلْمِعْزَالُ [el-miʹzâl] (mîm’in kesri ve ʹayn’ın sükûnuyla) Şol kimsedir ki merʹâda davarını halktan ırak yerde otlata.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı