اَلْإِقْلاَعُ [el-iḵlâʹ] (hemzenin kesriyle) ve
اَلْمُقْلَعُ [el-muḵlaʹ] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde ki masdar-ı mîmîdir) Bir işten geri durup ferâgat eylemek maʹnâsınadır ki nefsini ondan kalʹ etmiş olur; yukâlu: أَقْلَعَ عَنِ الْأَمْرِ إِقْلاَعًا وَمُقْلَعًا إِذَا كَفَّ عَنْهُ Ve mahmûm adamı hummâ boşlamak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَقْلَعَتْ عَنْهُ الْحُمَّى إِذَا تَرَكَتْهُ Ve deve ثَنِيٌّ [šamp;eniyy] kertesinden رِبْعٌ [ribʹ] kertesine girmek maʹnâsınadır; “ث،ن،ي” ve “ر،ب،ع” mâddesinde beyân olundu; yukâlu: أَقْلَعَتِ الْإِبِلُ إِذَا خَرَجَتْ مِنْ إِثْنَاءٍ إِلَى إِرْبَاعٍ Ve geminin yelkenini kaldırmak maʹnâsınadır ki yelkenini açmak olacaktır; yukâlu: أَقْلَعَ السَّفِينَةَ إِذَا رَفَعَ شِرَاعَهَا Ve kalʹa yapmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْلَعَ فُلاَنٌ إِذَا بَنَى قَلْعَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı