اَلْمُقَلَّدُ [el-muḵalled] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Boyunda قِلاَدَةٌ [ḵilâdet] geçirecek yere denir, تَقْلِيدٌ [taḵlîd]den ism-i mekândır. Ve yüğrük ata ıtlâk olunur, koşuda sâ΄irleri sebk eylediği için boynuna pîrâye geçirdiklerine mebnî. Ve kılıç takallüd edenlerin omuzlarında kılıç bağının yerine denir.
اَلْمِقْلاَدُ [el-miḵlâd] (مِفْتَاحٌ [miftâḩ] vezninde) ve
اَلْمِقْلَدُ [el-miḵled] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Bunlar da إِقْلِيدٌ [iḵlîd] gibi anahtara denir, niteki zikr olundu. Cemʹleri مَقَالِدُ [meḵâlid] ve مَقَالِيدُ [meḵâlîd] gelir. Ve
مِقْلاَدٌ [miḵlâd] Hazîneye ıtlâk olunur, niteki âyet-i mezkûrede beyân olundu. Ve maʹnâ-yı evveldendir ki “Filân adamın umûru be-gâyet teng ve şedîd oldu” diyecek yerde ضَاقَتْ مَقَالِدُهُ وَمَقَالِيدُهُ derler; ضَاقَتْ عَلَيْهِ أُمُورُهُ maʹnâsına. Ve
مِقْلَدٌ [miḵled] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Mutlakan kaba denir, وِعَاءٌ [viʹâ΄] maʹnâsına. Ve torbaya denir مِخْلاَةٌ [miḣlât] maʹnâsına. Ve ölçeğe denir, مِكْيَالٌ [mikyâd] maʹnâsına. Ve ucu eğri değneğe denir ki çevgân tarzında olur, bâgçevânların kekeleri gibi. Ve orak gibi eğri olan anahtara denir ki Fârisîde gûz-ı kelîd derler.
اَلْمُقَلَّدُ [el-muḵalled] (mîm’in zammıyla ve lâm’ın fethi ve teşdîdiyle) Omuzda olan kılıç bağının yeri. Ve şol yüğrük ata derler ki cümleden evvel geldiği için ona ʹalâmet asarlar tâ ki o geldiği maʹlûm ola.
اَلْمِقْلَدُ [el-miḵled] (mîm’in kesri ve ḵâf’ın sükûnu ve lâm’ın fethiyle) Şol miftâhtır ki orak gibi eğridir, onunla gâh olur ot bükerler, kuru yoncayı büktükleri gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı