اَلْمُمَاءَرَةُ [el-mumâ΄eret] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) ve
اَلْمِئَارُ [el-mi΄âr] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) Bunlar da مَأْرٌ [me΄r] maʹnâsınadır; yukâlu: مَاءَرَ بَيْنَهُمْ مُمَاءَرَةً وَمِئَارًا بِمَعْنَى مَأَرَ Ve müfâharet maʹnâsınadır; yukâlu: مَاءَرَهُ إِذَا فَاخَرَهُ Ve bir adamın fiʹlinde müsâvât eylemek yaʹnî o ne işlerse ve ne gûne ʹamel ederse berâberce eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَاءَرَهُ فِي فِعْلِهِ إِذَا سَاوَاهُ
اَلْمُمَاءَرَةُ [el-mumâ΄eret] (mîm’in zammı ve hemzenin fethiyle) Bi-maʹnâhu; tekûlu: مَأَرْتُ بَيْنَ الْقَوْمِ مَأْرًا وَمَاءَرْتُ مُمَاءَرَةً إِذَا عَادَيْتَ بَيْنَهُمْ وَأَفْسَدْتَ Ve
مَمَاءَرَةٌ [mumâ΄eret] Fahr edişmek maʹnâsına da gelir, مُفَاخَرَةٌ [mufâḣaret] gibi, Umevî rivâyeti üzere; tekûlu: مَاءَرْتُهُ مُمَاءَرَةً إِذَا فَاخَرْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı