اَلْمَوْصُ [el-mevṡ] (mîm’in fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Bir şey΄i âhestece yaykamak maʹnâsınadır; yukâlu: مَاصَ الثَّوْبَ يَمُوصُ مَوْصًا إِذَا غَسَلَهُ لَيِّنًا Ve el ile ovmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَاصَ الشَّيْءَ إِذَا دَلَكَهُ بِالْيَدِ Ve ebû cehl kavununu yaykamağa dürüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: هُمْ يَمُوصُونَ الْهَبِيدَ ثَلاَثَ مَوْصَاتٍ أَيْ يُعَالِجُونَهُ بِغَسْلِهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ Ve
مَوْصٌ [mevṡ] Samana denir, تِبْنٌ [tibn] maʹnâsına.
اَلْمَوْصُ [el-mevṡ] (mîm’in fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Yumak, غَسْلٌ [ġasl] maʹnâsına; tekûlu: مُصْتُ الشَّيْءَ إِذَا غَسَلْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı