اَلنِّكَايَةُ [en-nikâyet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Aʹdâyı kırıp geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَكَى الْعَدُوَّ وَفِيهِ نِكَايَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَتَلَ وَجَرَحَ Ve hâm çıbanın başını koparıp deşmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَكَى الْقُرْحَةَ إِذَا نَكَأَهَاVe tekûlu’l-ʹArab: هُنِيتَ وَلَا تُنْكَ أَيْ لَا نُكِيتَ وَلَا جُعِلْتَ مَنْكِيًّا Ve bu terkîb duʹâdır. Ve لَا تُنْكَ kelimesi mechûldür, nâkıs olmakla âhiri menkûstur, “Hemîşe aʹdâ΄ üzere gâlib ve muzaffer olup aslâ menkûb ve mahzûl olmayasın” demektir. Ve مَنْكِيٌّ [menkiyy] kelimesi نِكَايَةٌ [nikâyet]ten مَرْمِيٌّ [mermiyy] veznindedir.
اَلنِّكَايَةُ [en-nikâyet] (nûn’un kesriyle) Katl etmek ve yaralamak; tekûlu: نَكَيْتُ فِي الْعَدُوِّ نِكَايَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَتَلْتَ فِيهِمْ وَجَرَحْتَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı