اَلنُّكْتَةُ [en-nuktet] نُقْطَةٌ [nuḵṯat] vezninde ve mürâdifidir. Cemʹi نِكَاتٌ [nikât] gelir nûn’un kesriyle, بُرْمَةٌ [burmet] ve بِرَامٌ [birâm] gibi. İşbu نُكْتَةٌ [nuktet] ve نُقْطَةٌ [nuḵṯat] bir nesnede levnine muhâlif vâkiʹ olan hurde benekten ve nişândan ʹibârettir, خَالٌ [ḣâl] gibi. Ve zımn-ı ʹibârede olan nükte-i ʹilmiyye bunda me΄hûzdur ki mantûktan zâ΄id latîfe ve maʹnâdır. Ve
نُكْتَةٌ [nuktet] Baʹzı ayna ve kılıç makûlesinin yüzünde olan kîr ve pâsa şebîh eser ve nişâna denir ki câ-be-câ nokta şeklinde olur; yukâlu: فِي الْمِرْآةِ نُكْتَةٌ كَثِيرَةٌ وَهِيَ شِبْهُ الْوَسَخِ فِيهَا
اَلنُّكْتَةُ [en-nuktet] (nûn’un zammıyla) نُقْطَةٌ [nuḵṯat] gibidir veznen ve maʹnen, yaʹnî bir yere bir nesne ile nokta koyup nişân etmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı