اَلنَّكْبَاءُ [en-nekbâ΄] (حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde) Eğri yel demektir ki murâd şol yeldir ki mehebb-i aslîden sapıp usûlden olan iki yelin aralığında olan kerteden hübûb eyleye; ʹalâ-kavlin نَكْبَاءُ [nekbâ΄] sabâ ile şimâl beyninden hübûb eden eden yele denir.
اَلنَّكْبَاءُ [en-nekbâ΄] (nûn’un fethi ve kâf’ın sükûnuyla ve elifin meddiyle) Şol yeldir ki yel estiği yerlerden ʹudûl eder ki yelin âdetâ estiği yerler dörttür. Bu o dörtten hâric olur. Ve نَكْبَاءُ [nekbâ΄] dahi dörttür. Pes sabâ ile cenûb beyninde olan nekbâya أَزْيَبُ [ezyeb] derler. Ve sabâ ile şemâl beyninde olana صَايِيَةٌ [ṡâbiyet] derler ve نُكَيْبَاءُ [nukeybâ΄] dahi derler ve tasgîrinden tekbîr dilerler, zîrâ sabâ ile şemâl beyninde olan nekbâyı gâyet bârid ʹadd ederler. Ve şemâlle debûr beyninde olana قَرَّةٌ [ḵarret] derler ḵâf’ın fethi ve râ’nın teşdîdiyle. Bu أَزْيَبُ [ezyeb]in mukâbilesinde eser ve debûr ile cenûb beyninde olan nekbâ-ı hârredir, هَيْفٌ [heyf] derler ve nekbâya mukâbil eser, zîrâ ʹArab nekbâ olan yeller beyninde mukâbile göre derler, nitekim müstakîm esen yeller de mukâbile göre derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı