en-neyl ~ اَلنَّيْلُ

Kamus-ı Muhit - النيل maddesi

اَلنَّائِلُ [en-nâ΄il] ve

اَلنَّيْلُ [en-neyl] (سَيْلٌ [seyl] vezninde) Bir adam civân-merd olmak yâhûd kesîrü’l-inʹâm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَالَ الرَّجُلُ يَنَالُ نَائِلًا وَنَيْلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَارَ نَالًا

اَلنِّيلُ [en-Nîl] (nûn’un kesriyle) Nehr-i Mıṡr’ın ismidir ki enhâr-ı erbaʹadandır. Ve Kûfe ve Yezd kazâlarında birer karye ismleridir. Ve Baġdâd ile Vâsiṯ beyninde bir beldedir. Ve

نِيلٌ [nîl] Nebât-ı عِظْلِمٌ [ʹiżlim] ismidir ki çivit otudur; ondan نَيْلَجٌ [neylec] yaʹnî çivit ittihâz olunur. Yapraklarını alıp ıssı su ile gasl ederler tâ ki üzerinde olan gubâr tarzında göklük zâ΄il olup yemyeşil kalır. Ondan evvel suyu hâli üzere korlar tâ ki durulup çivit çamur gibi dibine çöker baʹdehu üstüne gelen suyu süzüp döktükten sonra dibine çöken kuruyup çivit olur. Tabîʹati müberrid ve evrâmın ibtidâsında tılâsı muhallil ve dört arpa kadarını mâ-i bârid ile hall ve şürb heyecân-ı evrâmı müsekkin ve seyelân-ı demi dâfiʹ ve ʹârıza-i ʹaşkı kable’t-temekkün müzîl ve zımâdı kelef ve behak ʹilletlerine müfîd ve rahimden dem-i dâ΄imîyi kâtıʹ ve dâ΄ü’s-saʹleb ve hark-ı nâra nâfiʹ ve Hindî nevʹinden bir dirhemini bir ûkiyye gülbeşeker ile tenâvül vahşet ve gam ve hemm ve hafakânı dâfiʹdir. Ve

نِيلٌ [nîl] Başka bir nebâta dahi denir ki sâkı muhkem ve dalları hurde ve yaprakları sagîr olur ve iki tarafı nizâm üzere müretteb olur. Ve Muḩammed b. Nîl el-Fihr ve Ebu’n-Nîl eş-Şâmî muhaddislerdir. Ve bunlarda nûn’un fethiyle de zebân-zededir.

Vankulu Lugatı - النيل maddesi

اَلنَّيْلُ [en-neyl] (nûn’un fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Erişmek; yukâlu: نَالَ خَيْرًا يَنَالُ نَيْلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلنِّيلُ [en-Nîl] (nûn’un kesri ve meddiyle) Mıṡır denizi, Feyz-i Mıṡr maʹnâsına ki mâ΄-i mezbûre Nîl-i Mıṡr dedikleri gibi Feyz-i Mıṡr dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı