el-hukûʹ ~ اَلْهُكُوعُ

Kamus-ı Muhit - الهكوع maddesi

اَلْهُكُوعُ [el-hukûʹ] (رُجُوعٌ [rucûʹ] vezninde) Hayvân kısmı ağaç altına varıp sükûn ve huzûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ الْبَقَرُ تَحْتَ الشَّجَرِ هُكُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا سَكَنَ وَاطْمَأَنَّ Ve mukîm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ الرَّجُلُ إِذَا أَقَامَ Ve deve öksürmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ الْبَعِيرُ إِذَا سَعَلَ Ve gece karanusu basmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ اللَّيْلُ إِذَا أَرْخَى سُدُولَهُ Ve bir adama akşamdan sonra mihmân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ فُلاَنٌ بِالْقَوْمِ إِذَا نَزَلَ بِهِمْ بَعْدَ مَا يُمْسِي Ve yüz üzere yere kapanmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ إِلَى الْأَرْضِ إِذَا أَكَبَّ Ve aʹzânın sınmış kemiği onulduktan sonra yine sınmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَعَ عَظْمُهُ إِذَا انْكَسَرَ بَعْدَمَا انْجَبَرَ

Vankulu Lugatı - الهكوع maddesi

اَلْهُكُوعُ [el-hukûʹ] (zammeteynle) Sâkin olup mutma΄inn olmak; yukâlu: هَكَعَتِ الْبَقَرَةُ تَحْتَ ظِلِّ الشَّجَرَةِ مِنْ شِدَّةِ الْحَرِّ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Ve teveccüh maʹnâsına da gelir; yukâlu: ذَهَبَ فُلَانٌ فَمَا يُدْرَى أَيْنَ هَكَعَ وَأَيْنَ سَكَعَ أَيْ أَيْنَ تَوَجَّهَ وَأَيْنَ أَقَامَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı