šeny ~ ثَنْيٌ

Vankulu Lugatı - ثني maddesi

اَلثَّنْيُ [ešamp;-šamp;eny] (šamp;â’nın fethi ve nûn’un sükûnuyla) Bir nesneyi eğmek, عَطْفٌ [ʹaṯf] maʹnâsına; tekûlu: ثَنَيْتُ الشَّيْءَ ثَنْيًا إِذَا عَطَفْتَهُ Ve

ثَنْيٌ [šamp;eny] Menʹ maʹnâsına da gelir; yukâlu: ثَنَاهُ إِذَا كَفَّهُ وَيُقَالُ جَاءَنَا ثَانِيًا مِنْ عِنَانِهِ Yaʹnî “Atının uyanın çekerek geldi.” Ve bir kimseyi hâcetinden âhar nesneye tahvîl etmeğe dahi derler; tekûlu: ثَنَيْتُ إِذَا صَرَفْتَهُ عَنْ حَاجَتِهِ Ve bir kimseye ikinci olmağa dahi derler; tekûlu: ثَنَيْتُ إِذَا صِرْتَ لَهُ ثَانِيًا

اَلْأَثْنَاءُ [el-ešamp;nâ΄] (hemzenin fethi ve elifin meddiyle) Cemʹi; yukâlu: أَثْنَاءُ الشَّيْءِ لِتَضَاعُفِهِ تَقُولُ أَنْفَذْتُ كَذَا أَثْنَاءَ كِتَابِي أَيْ فِي طَيِّهِ Ve إِنْفَاذٌ [infâž] fâ’yla ve žâl-ı muʹceme ile bir nesneyi îsâl etmeğe derler. Ve

ثِنْيٌ [šamp;iny] Derenin ve dağın eğilen yeri, مُنْعَطَفُ الْوَادِي maʹnâsına. Ve

ثِنْيٌ [šamp;iny] İpin katına dahi derler. Ve

ثِنْيٌ [šamp;iny] Şol nâkaya dahi derler ki iki karın doğurmuş ola. Ve ثِنْيُ النَّاقَةِ [šamp;inyu’n-nâḵat] deseler nâkanın ikinci karında doğurduğu veled murâd olur. Ve ʹavrette dahi hâl böyledir; وَلَا يُقَالُ ثِلْثٌ وَلَا فَوْقَ ذَلِكَ Ve sâhib-i Ṡurâḩ, Cevherî’nin اَلثِّنْيُ مِنَ النُّوقِ الَّتِي وَضَعَتْ بَطْنَيْنِ وَثِنْيُهَا وَلَدُهَا وَكَذَلِكَ الْمَرْأَةُ dediği kelâmını fehm etmeyip ثِنْيٌ [šamp;iny] “nâka ve zenî ki be-yek şikem dû zâyed ve yeki ez-du hem-zâd” dediği mahalde galat etmiştir, zîrâ Cevherî’nin بَطْنَيْنِ derken bir karında iki doğmak maʹnâsı murâd olmak ihtimâli yoktur. Ve hem ثِنْيٌ [šamp;iny] veled-i sâniye ıtlâk olunur, mutlak değildir, zîrâ Ḵâmûs’ta إِذَا وَلَدَتْ نَاقَةٌ مَرَّةً ثَانِيَةً فَهِيَ ثِنْيٌ وَوَلَدُهَا ذَلِكَ ثِنْيُهَا demiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı