ḩalâvet ~ حَلَاوَةٌ

Vankulu Lugatı - حلاوة maddesi

اَلْحَلَاوَةُ [el-ḩalâvet] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın tahfîfiyle) Bir nesne tatlı olmak; yukâlu: حَلَا يَحْلُو حَلَاوَةً Ve

حَلَاوَةٌ [ḩalâvet] Bir nesne bir kimseye şîrîn görünmeğe dahi derler; yukâlu: حَلِيَ فُلَانٌ بِعَيْنِي وَفِي عَيْنِي وَبِصَدْرِي وَفِي صَدْرِي يَحْلَى حَلَاوَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَعْجَبَكَ وَمِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ أَيْضًا يُقَالُ حَلَا فُلَانٌ بِعَيْنِي وَفِي عَيْنِي يَحْلُو حَلَاوَةً Ve Aṡmaʹî eyitti: حَلِيَ bâb-ı râbiʹden göze şîrîn görünmede istiʹmâl olunurve bâb-ı evvelde ağza şîrîn gelmede istiʹmâl olunur dedi. Ve حَلِيَتِ الْمَرْأَةُ bâb-ı râbiʹden ʹavret حُلِيٌّ [ḩuliyy] sâhibi oldu maʹnâsna da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı