اَلرَّبْوُ [er-rebv] (râ’nın fethiyle) Yorgunluktan yâ ʹilletten nâşî har har soluyup hışılamaya ve hışıltıya denir. Ve masdar olur, yorgunluktan yâ korkudan şişip şiddetle har har soluyup hışlamak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبَا الْفَرَسُ رَبْوًا إِذَا انْتَفَخَ مِنْ عَدْوٍ أَوْ فَزَعٍ وَأَخَذَهُ الرَّبْوُ أَيِ الْإِنْبِهَارُ Ve
رَبْوٌ [rebv] Yüksek tepeye denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve
رَبْوٌ [rebv] ve
رُبُوٌّ [rubuvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) Beslenip neşv ü nemâ bulmak maʹnâsınadır; tekûlu: رَبَوْتُ فِي جُحْرِهِ رَبْوًا وَرُبُوًّا أَيْ نَشَأْتُ
اَلرَّبْوُ [er-rebv] (râ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Ziyâde olmak; yukâlu: رَبَا الشَّيْءُ يَرْبُو رَبْوًا إِذَا زَادَ Ve
رَبْوٌ [rebv] Yüksek yere çıkmağa dahi derler. Ve
رَبْوٌ [rebv] Nefesi şiddetle almağa dahi derler; yukâlu: رَبَا يَرْبُو رَبْوًا إِذَا أَخَذَهُ الرَّبْوُ Ve
رَبْوٌ [rebv] At çok seğirtmeden yâhûd havf etmeden şişmek; yukâlu: رَبَا الْفَرَسُ إِذَا انْتَفَخَ مِنْ عَدْوٍ أَوْ فَزَعٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı