اَلرَّكْضُ [er-rekḋ] (râ’nın fethiyle ve kâf’ın sükûnuyla) Ayağı tahrîk etmedir; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿أُرْكُضْ بِرِجْلِكَ هَذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ﴾ (ص 42) ve
رَكْضٌ [rekḋ] Atı ayakla tepip seğirtmesin diye igrâ etmeğe dahi derler; yukâlu: رَكَضْتُ الْفَرَسَ بِرِجْلِي إِذَا اسْتَحْثَثْتَهُ لِيَعْدُوَ Mezbûrun bu maʹnâda istiʹmâli şâyiʹ olmağın رَكْضٌ [rekḋ] at seğirtmek maʹnâsında dahi istiʹmâl olundu velâkin maʹnâ-yı aslî değildir, pes savâb رُكِضَ الْفَرَسُ dir, ʹale’l-binâ΄i li’l-mechûli. Ve
رَكْضٌ [rekḋ] Kuş uçarken kanadın depretmeğe dahi derler. Ve
رَكْضٌ [rekḋ] Deve tepmeğe dahi derler; yukâlu: رَكَضَهُ الْبَعِيرُ إِذَا ضَرَبَهُ بِرِجْلِهِ وَلَا يُقالُ رَمَحَهُ عَلَى رِوَايَةِ يَعْقُوبَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı