surʹâne ~ سُرْعَانَ

Kamus-ı Muhit - سرعان maddesi

سَرْعَانَ [serʹan] (sîn’in harekât-ı selâsı ve nûn’un fethi üzere binâsıyla ism-i fiʹl-i mâzîdir) سَرُعَ lafzından maʹdûldür; سَرُعَ lafzının fetha-i ʹayn’ı ki binâ΄iyyedir, nûn’a nakl olunmakla mebnî oldu; yukâlu: سَرْعَانَ ذَا خُرُوجًا أَيْ سَرُعَ ذَا خُرُوجًا Kelime-i maʹdûlenin maʹnâsında kuvvet olmakla pek serîʹ oldu demek olur.

Vankulu Lugatı - سرعان maddesi

سَرْعَانَ [serʹâne] (sîn’in fethi ve râ’nın sükûnu ve nûn’un fethi üzere binâsıyla) ve

سُرْعَانَ [surʹâne] (sîn’in zammıyla) ve

سِرْعَانَ [sirʹâne] (sîn’in kesriyle) Üç lügattır, sürʹat etti maʹnâsına; yukâlu: سَرْعَانَ ذَا خُرُوجًا بِمَعْنَى سَرُعَ ذَا خُرُوجًا ʹAyn’ın fethası nûn’a nakl olundu, سَرُعَ den maʹdûl olduğu için ona binâ΄en mebnî oldu. Ve makâm-ı taʹaccübde dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: لَسَرْعَانَ مَا صَنَعْتَ كَذَا أَيْ مَا أَسْرَعَ Ve gâh olur سَرُعَ kelimesinin râ’sını sâkin kılarlar tahfîfen, zîrâ ʹArab zammeyi ve kesreyi tahfîf ederler sakîl olduklarına binâ΄en, فَخِذٌ [feḣiž]de فَخْذٌ [faḣž] ve كَتِفٌ [ketif]te كَتْفٌ [ketf] derler. Ve حَجَرٌ [ḩacer]de حَجْرٌ demezler fetha hafîf olduğu için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı