şeris ~ شَرِسٌ

Kamus-ı Muhit - شرس maddesi

شَرِيسٌ [şerîs] kelimesi masdar ve sıfat olur; ve mine’l-emsâli: ḣعَثَرَ بِأَشْرَسِ الدَّهْرِḢ أَيِ اطَّلَعَ بِشِدَّةِ الدَّهْرِ Ve

أَشْرَسُ [eşres] Harb ve kıtâlde cerî΄ ve dilîr adama denir; yukâlu: رَجُلٌ أَشْرَسُ أَيْ جَرِيءٌ فِي الْقِتَالِ Ve arslana ıtlâk olunur. Ve Eşres b. Ġâḋire el-Kindî ashâbdandır. Ve

شَرِسٌ [şeris] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Şedîdü’l-ekl olan hayvâna denir; yukâlu: إِنَّهُ لَشَرِسُ الْأَكْلِ أَيْ شَدِيدُهُ Ve شَرِيسٌ [şerîs] dahi arslana ıtlâk olunur.

اَلشَّرَسُ [eş-şeres] (fethateynle) ve

اَلشَّرَاسَةُ [eş-şerâset] ve

اَلشَّرِيسُ [eş-şerîs] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Çetin huylu, bed-mizâc ve nâs ile dâ΄imâ nizâʹ ve muhâlefet üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَرِسَ الرَّجُلُ شَرَسًا وَشَرَاسَةً وَشَرِيسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ سَيِّءَ الْخُلُقِ وَشَدِيدَ الْخِلاَفِ Ve

شَرَسٌ [şeres] Dikenli ağaçların sagîr olanına denir ki çalı taʹbîr olunur; tesmiye bi’l-masdardır, شِرْسٌ [şirs] dahi denir şîn’in kesriyle, yukâlu: يَرْعَى الْمَالُ الشَّرَسَ وَالشِّرْسَ أَيْ مَا صَغُرَ مِنْ شَجَرِ الشَّوْكِ Ve

شَرَسٌ [şeres] Mevâşî dâ΄imâ zikr olunan çalıları otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: شَرِسَ الْمَالُ شَرَشًا مِنَ الْبَابِ الْمَزْبُورِ إِذَا دَامَ عَلَى رَعْيِ الشَّرَسِ Ve nâsa dostluk ve muhabbet göstermek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرِسَ فُلاَنٌ إِذَا تَحَبَّبَ إِلَى النَّاسِ Ve

شَرَاسَةٌ [şerâset] Mevâşî ʹalefi şiddetle ekl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَسَتِ الْمَاشِيَةُ شَرَاسَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَكَلَ شَدِيدًا

Vankulu Lugatı - شرس maddesi

اَلشَّرِسُ [eş-şeris] (şîn’in fethi ve râ’nın kesriyle) Bed-hû olan kimse. Ve

شَرِسٌ [şeris] Mekân-ı galîze dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı