ṡadâ ~ صَدَى

Kamus-ı Muhit - صدى maddesi

اَلصَّدَى [eṡ-ṡadâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) Bedeni latîf hoş-endâm adama denir; yukâlu: رَجُلٌ صَدًى أَيِ اللَّطِيفُ الْجَسَدِ Ve meyyit olan cesed-i âdemîye denir. Ve başın içinde olan haşv ve eczâsına denir. Ve beyniye denir, دِمَاغٌ [dimâġ] maʹnâsına. Ve bir kuş adıdır ki geceler ötüp ve oradan oraya sıçrayıp uçar. Ve zuʹm-ı Câhiliyye üzere bir kuşun dahi ismidir ki maktûlün kabrde aʹzâsı çürüdükte başından hurûc ve zuhûr eder; bu kuş baykuş olacaktır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

صَدًى [ṡadâ] Bir nesneye tasaddî ve taʹarruz eden adamın fiʹline denir ki ism olur, taʹarruz maʹnâsına; tekûlu: مَنَعْتُ صَدَاهُ أَيْ تَعَرُّضَهُ Ve devâbb ve mevâşî kısmının mesâlihine ve tîmâr ve riʹâyeti husûsuna ʹârif ve âgâh olan adama denir; yukâlu: هُوَ صَدًى أَيْ عَالِمٌ بِمَصْلَحَةِ الْمَالِ Ve susuzluğa denir. Ve susamak maʹnâsınadır; yukâlu: صَدِيَ الرَّجُلُ صَدًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَطِشَ Ve

صَدَا [ṡadâ] Çağrıldıkta dağ ve künbed makûlesinden münʹakis olan âvâza denir ki yankı taʹbîr olunur; tekûlu: سَمِعْتُ صَدًى وَهُوَ مَا يَرُدُّهُ الْجَبَلُ عَلَى الْمُصَوِّتِ Ve minhu yukâlu: أَصَمَّ اللهُ صَدَاهُ أَيْ أَهْلَكَهُ Zîrâ âvâzı munkatıʹ olmakla صَدَا [ṡadâ] dahi münʹakis olmaz. Ve

صَدَا [ṡadâ] Erkek baykuşa denir; yukâlu: طَارَ صَدًى أَيْ ذَكَرُ الْبُومِ Ve bir cins uzun ve siyâh balık adıdır.

Vankulu Lugatı - صدى maddesi

اَلصَّدَى [eṡ-ṡadâ] (ṡâd’ın fethi ve elifin kasrıyla) Baykuş demekle maʹrûf olan kuşun erkeği. ʹAdebbes eyitti: صَدَى [ṡadâ] şol kuştur ki gece vaktinde ötüp bir yerden bir yere kalkıp uçar. Ve halk onu جُنْدَبٌ [cundeb] demekle maʹrûf olan kuş zuʹm ederler, öyle değildir, zîrâ جُنْدَبٌ [cundeb] صَدَى [ṡadâ]dan asgardır dedi. Ve

صَدَى [ṡadâ] Şol nesnedir ki âvâz münʹakis olmakla dağlarda ve dağlara şebîh olan yerlerde senin savtına şebîh savtla cevâb verir; yukâlu: صَمَّ صَدَاهُ وَأَصَمَّ اللهُ صَدَاهُ أَيْ أَهْلَكَهُ لِأَنَّ الرَّجُلَ إِذَا مَاتَ لَمْ يُسْمَعِ الصَّدَى مِنْهُ شَيْئًا فَيُجِيبُهُ Ve

صَدَى [ṡadâ] Şol kimseye dahi derler ki deve ahvâlin bilip onun mesâlihin tedârük kıla; yukâlu: إِنَّهُ لَصَدَى إِبِلِهِ Ve

صَدَى [ṡadâ] Susuzluğa dahi derler, عَطَشٌ [ʹaṯaş] maʹnâsına; yukâlu: صَدِيَ صَدًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı