ṡarid ~ صَرِدٌ

Kamus-ı Muhit - صرد maddesi

اَلصُّرَدُ [eṡ-ṡurad] (ṡâd’ın zammı ve râ’nın fethiyle) İri başlı bir kuş adıdır ki serçe kuşlarını şikâr eder. Baʹzılar dedi ki ibtidâ kuşlardan rızâ-yı Bârî için sâ΄im olan bu kuştur. Cemʹi صِرْدَانٌ [ṡirdân] gelir ṡâd’ın kesriyle. Bu kuş Türkîde göçegen dedikleridir ki alaca olur, tüylerinden yelpaze ederler. Ve

صُرَدٌ [ṡurad] At kısmının sırtında olan yağır ve cıdav sağaldıktan sonra yerinde kalan beyâz nişâna denir.

اَلصَّرْدُ [eṡ-ṡard] (فَرْدٌ [ferd] vezninde) Hâlis ve bî-gışş olan nesneye denir, hattâ حُبٌّ صَرْدٌ [ḩubbun ṡardun] lâ-li-garazin olan muhabbettir ve minhu tekûlu: أُحِبُّكَ حُبًّا صَرْدًا أَيْ خَالِصًا Ve dağların mürtefiʹ olan yerine denir. Ve mızrak yalmanlarını mızrağa kaktıkları perçîne denir. Ve ʹasker-i ʹazîme denir ve bunda fethateynle de lügattir. Ve

صَرْدٌ [ṡard] Soğuğa denir, serd-i Fârisî muʹarrebidir. Ve

صَرْدٌ [ṡard] Masdar olur, oku attığı nesneye geçirmek maʹnâsına; yukâlu: صَرَدَ السَّهْمَ الرَّامِي صَرْدًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَنْفَذَهُ

Vankulu Lugatı - صرد maddesi

اَلصَّرِدُ [eṡ-ṡarid] (ṡâd’ın fethi ve râ’nın kesriyle) ve

اَلْمِصْرَادُ [el-miṡrâd] (mîm’in kesri ve ṡâd’ın sükûnuyla) Tîz üşüyen kimse. Ve tîz geçen oka dahi مِصْرَادٌ [miṡrâd] derler; yukâlu: سَهْمٌ مِصْرَادٌ أَيْ نَافِذٌ Ve

صَرِدٌ [ṡarid] Kalb bir nesneden ferâgat etmeğe dahi derler; yukâlu: صَرِدَ قَلْبِي عَنِ الشَّيْءِ إِذَا انْتَهَى عَنْهُ Ve ok geçmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: صَرِدَ السَّهْمُ عَنِ الرَّمِيَّةِ إِذَا نَفَذَ حَدَّهُ Ve رَمِيَّةٌ [remiyyet] râ-i mühmelenin fethi ve mîm’in kesri ve yâ’nın teşdîdiyle صَيْدٌ [ṡayd] maʹnâsınadır.

اَلصِّرْدَانُ [eṡ-ṡirdân] (ṡâd’ın kesri ve râ’nın sükûnuyla) صُرْدٌ [ṡurd]un cemʹidir, zikr olunan kuşlar maʹnâsına. Ve

صُرَدٌ [ṡured] Kezâlik şol beyâzdır ki atın arkasında olur, onulan yağır yerinde.

اَلصَّرْدُ [eṡ-ṡarḋ] (ṡâd’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Hâlis maʹnâsına; yukâlu: أَحَبَّهُ حُبًّا صَرْدًا Ve نَبِيذٌ صَرْدٌ وَكَذِبٌ صَرْدٌ أَيْ خَالِصٌ Ve نَبِيذٌ [nebîž] nûn’la ve bâ-i muvahhade ve žâl-ı muʹceme ile hurmâ şarâbına derler. Ve كَذِبٌ [kežib] kâf’ın fethi ve žâl’ın kesriyle yalan olan nesne. Ve

صَرْدٌ [ṡard] (ṡâd’ın kezâlik fethi ve râ’nın sükûnuyla) Soğuk, بَرْدٌ [berd] maʹnâsına; Fârisîden taʹrîb olunmuştur sîn’i ṡâd’a döndürmekle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı