اَلصَّفْحُ [eṡ-ṡafḩ] (ṡâd’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir nesnenin bir cânibine denir; yukâlu: قَعَدَ فِي صَفْحِ الْمَجْلِسِ أَيْ جَانِبِهِ Ve
صَفْحُالْجَبَلِ [ṡafḩu’l-cebel] Dağın yastım olan sırtına ve yöresine denir ki arkaç taʹbîr olunur. Ve
صَفْحُاْلإِنْسَانِ [ṡafḩu’l-insân] Adamın bir yanına denir, cenb ve pehlû maʹnâsına; yukâlu: ضَرَبَ عَلَى صَفْحِهِ أَيْ جَنْبِهِ Ve
صَفْحُالْوَجْهِ [ṡafḩu’l-vech] Yüzün yastımına olan yeridir ki uzunluğunun mukâbilidir; yukâlu: نَظَرَ إِلَيْهِ بِصَفْحِ وَجْهِهِ أَيْ عُرْضِهِ Kezâlik
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı