اَلْفَاجِعُ [el-fâciʹ] ve
اَلْفَجُوعُ [el-fecûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Nâsı derd-nâk eden şey΄e denir; yukâlu: مَوْتٌ فَاجِعٌ وَفَجُوعٌ أَيْ يَفْجَعُ النَّاسَ بِالدَّوَاهِي Ve
فَاجِعٌ [fâciʹ] غُرَابُ الْبَيْنِ [ġurâbu’l-beyn] dedikleri kargaya ıtlâk olunur ki zuʹm-ı aʹrâb üzere halkı iftirâkla mahzûn eder, savtıyla teşe΄΄üm ederler; yukâlu: صَاحَ الْفَاجِعُ أَيْ غُرَابُ الْبَيْنِ Ve musîbete uğramış hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ فَاجِعٌ أَيْ ذَاتُ فَجِيعَةٍ مِثْلَ لاَبِنٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı