اَلْغَيْمُ [el-ġaym] (ġayn’ın fethiyle) Buluta denir, sehâb maʹnâsına; yukâlu: دُونَ الْهِلَالِ غَيْمٌ أَيْ سَحَابٌ Ve gayz ve kîne maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: لِفُلَانٍ فِي قَلْبِهِ غَيْمٌ أَيْ غَيْظٌ Ve deve kısmına mahsûs قُلَابٌ [ḵulâb] marazı gibi bir maraz adıdır, lâkin غَيْمٌ [ġaym] helâk eylemez, pek susuz kalmaktan yüreği muhterik olur. Ve
غَيْمٌ [ġaym] Pek susayıp yürek yanmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَامَ الرَّجُلُ يَغِيمُ غَيْمًا إِذَا عَطَشَ وَحَرَّ جَوْفُهُ Ve havâ bulutlu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَامَتِ السَّمَاءُ إِذَا صَارَتْ فِيهَا سَحَابَةٌ
اَلْغَيْمُ [el-ġaym] (ġayn’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Bulut, sehâb maʹnâsına. Ve gün bulutlu olmak maʹnâsına da gelir. Ve
غَيْمٌ [ġaym] Susuz olup yürek yanmağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı