اَلْحُدَلِقَةُ [el-ḩudeliḵat] (عُلَبِطَةٌ [ʹulebiṯat] vezninde) Büyük olan göz karasına denir. ʹAlâ-kavlin bedenden bir ʹuzv-ı mübheme denir, hangi ʹuzv olursa olsun yâhûd göze denir. Mü΄ellif bununla ʹArabların أَكَلَ الذِّئْبُ مِنَ الشَّاةِ الْحُدَلِقَةَ kavllerine îmâ eylemiştir.
اَلْحَدْلَقَةُ [el-ḩadleḵat] (ʹalâ-vezni اَلدَّحْرَجَة [ed-daḩrecet] bi-ziyâdeti’l-lâm) Mislu: اَلتَّحْدِيقُ [et-taḩdîḵ] yaʹnî dikkat-i nazarla nazar etmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَدْلَقَ الرَّجُلُ إِذَا أَدَارَ حَدَقَتَهُ فِي النَّظَرِ
اَلْحُدَلِقَةُ [el-ḩudeliḵat] (ḩâ’nın zammı ve dâl’ın fethi ve lâm’ın kesriyle هُدَبِدٌ [hudebid] gibi) Büyük olan göz karası, hadeka-i kebîre maʹnâsına. Ve هُدَبِدٌ [hudebid] koyu süte derler. Ve ʹArabların أَكَلَ الذِّئْبُ مِنَ الشَّاةِ الْحُدَلِقَةَ dedikleri kavllerinde Ebû ʹUbeyd eyitti: Ben bilmezem ki حُدَلِقَةٌ [ḩudeliḵat] cesedden hangi ʹuzvdur. Ve Ebu’l-Ḩasen el-Liḩyânî eyitti: حُدَلِقَةٌ [ḩudeliḵat] gözdür,عَيْنٌ [ʹayn] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı