اَلتَّقَلُّدُ [et-teḵallud] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) قِلاَدَةٌ [ḵilâdet] takınmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَقَلَّدَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا لَبِسَتِ الْقِلاَدَةَ [Ve] takallüd-i emr-i hükûmet bundandır ki gerdâniye gibi boynuna almaktan ʹibârettir.
اَلتَّقْلِيدُ [et-taḵlîd] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Kılâde takmak. Ve
اَلتَّقَلُّدُ [et-teḵallud] (fethateynle ve lâm’ın zammı ve teşdîdiyle) Kılâde takmak; yukâlu: قَلَّدْتُ الْمَرْأَةَ فَتَقَلَّدَتْ هِيَ Ve
تَقْلِيدٌ [taḵlîd] Dînde tâbiʹ olmak ve velâyette iş ısmarlamak. Ve
تَقْلِيدٌ [taḵlîd] بَدَنَةٌ [bedenet]e hacc kurbânı maʹlûm olsun diye boynuna bir nesne bağlamak. Ve
تَقَلُّدُ السَّيْفِ [teḵalludu’s-seyf] Kılıcı kılâde edinmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı