et-teltelet ~ اَلتَّلْتَلَةُ

Kamus-ı Muhit - التلتلة maddesi

اَلتَّلْتَلَةُ [et-teltelet] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Bir nesneyi sarsıp ırgalamak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلْتَلَ الشَّيْءَ إِذَا حَرَّكَهُ وَأَقْلَقَهُ Ve ırgalanmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلْتَلَ الشَّيْءُ إِذَا زَلْزَلَ Ve pek pek yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: تَلْتَلَ الرَّجُلُ إِذَا سَارَ شَدِيدًا Ve davarı ʹunf ve şiddetle sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَلْتَلَ الدَّابَّةَ إِذَا سَاقَهَا عَنِيفًا Ve katılık, şiddet maʹnâsınadır; yukâlu: لَقِيَ مِنْهُ تَلْتَلَةً أَيْ شِدَّةً Ve

تَلْتَلَةٌ [teltelet] Şol maşrabaya denir ki hurmânın ibtidâ çıkan yemişinin kapçıklarından düzülmüş ola. Ve

تَلْتَلَةُ بَهْرَاءَ [telteletu Behrâ΄] Behrâ΄ halkının muzâraʹat harfini meksûr telaffuz eylemelerinden ʹibârettir. Şârih der ki niteki Ḵays ve Temîm’in hemzeyi ʹayn’a tebdîllerine عَنْعَنَةٌ [ʹanʹanet] ve Hužeyl’in ḩâ’yı ʹayn’a tebdîllerine فَحْفَحَةٌ [faḩfeḩat] ve Rebîʹa ve Muḋarr’ın kâf-ı hitâb-ı mü΄ennesten sonra şîn-i muʹceme ilhâkına كَشْكَشَةٌ [keşkeşet] derler. Ve bunların tafsîli Kitâb-ı Muzhir’de mebsûttur.

Vankulu Lugatı - التلتلة maddesi

اَلتَّلْتَلَةُ [et-teltelet] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Şol maşrabadır ki طَلْعٌ [ṯalʹ] kabından işlerler. Ve طَلْعٌ [ṯalʹ] hurmânın ibtidâ çıkan yemişine derler. Ve

تَلْتَلَةٌ [teltelet] Loğlamağa dahi derler; yukâlu: تَلْتَلَهُ إِذَا زَعْزَعَهُ وَأَقْلَقَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı