اَلْإِمْسَاكُ [el-imsâk] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّمَاسُكُ [et-temâsuk] ve
اَلتَّمَسُّكُ [et-temessuk] ve
اَلْإِسْتِمْسَاكُ [el-istimsâk] Bunlar da bir nesneyi salıvermemek vech üzere tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْسَكَ بِهِ وَتَمَاسَكَ وَتَمَسَّكَ وَاسْتَمْسَكَ إِذَا احْتَبَسَ بِهِ وَاعْتَصَمَ بِهِ Ve
إِمْسَاكٌ [imsâk] Alıkomak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَمْسَكَهُ إِذَا حَبَسَهُ Ve söylerken epsem olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْسَكَ عَنِ الْكَلَامِ إِذَا سَكَتَ Ve buhl maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: فِيهِ إِمْسَاكٌ أَيْ بُخْلٌ
اَلتَّمَاسُكُ [et-temâsuk] (tâ’nın fethi ve sîn’in zammı ile) Kudret maʹnâsınâ; yukâlu: مَا تَمَاسَكَ أَنْ قَالَ ذَلِكَ أَيْ مَا تَمَالَكَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı