ež-žifrâ ~ اَلذِّفْرَى

Kamus-ı Muhit - الذفرى maddesi

اَلذِّفْرَى [ež-žifrâ] (ذِكْرَى [žikrâ] vezninde) Cemîʹ-i hayvânın kulakları dibinden قَذَالٌ [ḵažâl]in nısfına varınca ʹuzva denir, ʹalâ-kavlin kulağın ensesinde olan yumru kemiğe denir, ʹale’l-kavleyn kulak tozu taʹbîr olunun yer olacaktır ki Fârisîde binâ-gûş derler. Ve قَذَالٌ [ḵažâl] سَحَابٌ [seḩâb] vezninde kulak dibinde kafâ çukuruna varınca yere derler. Ve ذِفْرَى [žifrâ] lafzının cemʹi ذِفْرَيَاتٌ [žifreyât] gelir ve ذَفَارَى [žefârâ] gelir صَحَارَى [ṡaḩârâ] vezninde ve yukâlu: مِنْهُ ذِفْرَى أَسِيلَةٌ غَيْرُ مُنَوَّنَةٍ وَقَدْ تُنَوَّنُ وَتُجْعَلُ الْأَلِفُ لِلْإِلْحَاقِ بِدِرْهَمٍ Âhirindeki elif te΄nîs için olmakla bilâ-tenvîn olur ki gayr-i munsarıftır ve baʹzen elif ilhâk iʹtibârıyla dirhem vezninde mülhakan münevven olur.

Vankulu Lugatı - الذفرى maddesi

اَلذِّفْرَى [ež-žifrâ] (žâl’ın kesri ve fâ’nın sükûnu ve elifin kasrıyla) Devenin kulağı ardında olan yerdir ki ibtidâ o terler ve ibtidâ o terlediği için ona ذِفْرَى [žifrâ] dediler ki bu ذَفَرٌ [žefer]-i ʹaraktandır, yaʹnî ter râyiha bağlamasından me΄hûzdur; yukâlu: هَذِهِ ذِفْرَى أَسِيلَةٌ [ Ve] ذِفْرَى [žifrâ] bilâ tenvîn istiʹmâl olunur, âhirinde elif-i te΄nîs olup lâ-yansarıf olduğu için. Ve أَسِيلَةٌ [esîlet] sîn-i mühmele ile uzun yüzlü demektir. Aṡmaʹî eyitti: Ebû ʹAmr b. el-ʹAlâ’ya eyittim: ذِفْرَى [žifrâ] ذَفَرٌ [žefer]den midir? Eyitti: neʹam. Ve مِعْزَى [miʹzâ] مَعْزٌ [maʹz]dan mıdır dedim;? Eyitti: neʹam. Ve مَعْزٌ [maʹz] keçi demektir, مَعْزٌ [maʹz] dahi o maʹnâya olur. Ve baʹzı kimseler ذِفْرَى [žifrâ]yı hâlet-i tenkîrde münevven kılarlar, elifin elif-i ilhâk ʹadd etmekle دِرْهَمٌ [dirhem]e ve هِجْرَعٌ [hicraʹ]a mülhak olmak iʹtibârıyla. Ve هِجْرَعٌ [hicraʹ] دِرْهَمٌ [dirhem] vezni üzere uzun, tavîl maʹnâsındır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı