ež-žebb ~ اَلذَّبُّ

Kamus-ı Muhit - الذب maddesi

اَلذَّبُّ [ež-žebb] (žâl’ın fethi ve bâ’nın teşdîdiyle) Defʹ ve menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَّ عَنْهُ ذَبًّا إِذَا دَفَعَ عَنْهُ وَمَنَعَ Ve bir yerde karâr eylemeyip beri öte gelip gitmek maʹnâsınadır ki ذُبَابٌ [žubâb] bundan me΄hûzdur; yukâlu: ذَبَّ الرَّجُلُ إِذَا اخْتَلَفَ وَلَمْ يَسْتَقِمْ فِي مَكَانٍ Ve yaz evâhirinde su gölü çekilip kurumak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَّ الْغَدِيرُ إِذَا جَفَّ فِي آخِرِ الْحَرِّ Ve

ذَبٌّ [žebb] ve

ذَبَبٌ [žebeb] (تَعَبٌ [taʹab] vezninde) ve

ذُبُوبٌ [žubûb] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) İnsânın dudağı susuzluktan yâ gayrı ʹârızadan nâşî kuruyup tepsirmek maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَّتْ شَفَتُهُ ذَبًّا وَذَبَبًا وَذُبُوبًا إِذَا جَفَّتْ عَطَشًا أَوْ لِغَيْرِهِ Ve beden arıklayıp mehzûl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَّ جِسْمُهُ إِذَا هُزِلَ Ve nebât solmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَّ النَّبَاتُ إِذَا ذَوَى Ve nehâr münkazî olup hemân bir lemʹa ve bakiyye kalmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: ذَبَّ النَّهَارُ إِذَا لَمْ يَبْقَ مِنْهُ إِلاَّ بَقِيَّةٌ Ve bir kimsenin benzi bozulmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَّ فُلاَنٌ إِذَا شَحَبَ لَوْنُهُ Ve

ذَبٌّ [žebb] Yaban öküzüne denir, ثَوْرٌ وَحْشِيٌّ [šamp;evr vaḩşiyy] maʹnâsına. Ve ona ذَبُّ الرِّيَادِ [žebbu’r-riyâd] dahi derler, bir yerde istikrâr eylemeyip beri öte çok gelip gittiğinden nâşî. Ve رِيَادٌ [riyâd] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) رَوْدٌ [revd] maʹnâsınadır ki beri öte gidip gelmeğe denir. Ve ذَبٌّ [žebb] dahi o maʹnâya olmakla izâfeti mübâlagaya mahmûl vasf bi’l-masdardır. Ve

ذَبُّ الرِّيَادِ [žebbu’r-riyâd] Nisvân züvvârı olan zen-dosta ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ ذَبُّ الرِّيَادِ أَيْ زَوَّارٌ لِلنِّسَاءِ

Vankulu Lugatı - الذب maddesi

اَلذَّبُّ [ež-žebb] (žâl’ın fethiyle) Menʹ ve defʹ etmek; yukâlu: ذَبَبْتُ عَنْهُ ذَبًّا Ve yaban sığırına dahi ذَبٌّ [žebb] derler. Ve ذَبُّ الرِّيَادِ [žebbu’r-riyâdi] dahi derler, çok gidip geldiğinden ötürü ki رِيَادٌ [riyâd] رَوْدٌ [revd]dendir gidip gelmek maʹnâsına. Ve dudak tepsirmek; yukâlu: ذَبَّتْ شَفَتُهُ أَيْ ذَبُلَتْ مِنَ الْعَطَشِ Ve arıklamak; yukâlu: ذَبَّ جِسْمُهُ أَيْ هُزِلَ Ve ot solmak; yukâlu: ذَبَّ النَّبْتُ أَيْ ذَوَى ve اَلْكُلُّ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı