اَلذَّنُوبُ [ež-ženûb] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Kuyruğunun kılları firâvân olan ata ıtlâk olunur. Ve şerr ü fitne ve kederi dûr u dırâz olan güne ıtlâk olunur; yukâlu: يَوْمٌ ذَنُوبٌ أَيْ طَوِيلُ الشَّرِّ يَعْنِي لاَ يَنْقَضِي كَأَنَّهُ طَوِيلُ الذَّنَبِ Ve
ذَنُوبٌ [ženûb] Kovaya denir; ʹalâ-kavlin, hemân içinde su olan kovaya mahsûstur ve ʹalâ-re΄yin dolu olan yâhûd dolmağa karîb olana ıtlâk olunur. Ve haz ve nasîb maʹnâsına istiʹmâl olunur. Cemʹi أَذْنِبَةٌ [ežnibet] gelir ve cemʹ-i kesreti ذَنَائِبُ [ženâ΄ib] gelir ve ذِنَابٌ [žinâb] gelir žâl’ın kesriyle. Ve
ذَنُوبٌ [ženûb] Kabr ve mezâra ıtlâk olunur. Ve arkanın iki tarafının etine denir; ʹalâ-kavlin kıça ve kıynağa denir.
اَلذَّنُوبُ [ež-ženûb] (žâl’ın fethiyle) Şol attır ki uzun kuyruklu ola. Ve
ذَنُوبٌ [ženûb] Nasîbe dahi derler. Ve arkanın aşağısında olan et gûşt-ı zîr-püşt maʹnâsına. Ve şol kova ki su ile dolu ola. Baʹzılar eyitti: Dolmağa karîb olan kovadır ki müzekker ve mü΄ennes olur. Ve kovaya mâdam ki boş ola, ذَنُوبٌ demezler. Cemʹ-i kılleti اَلْأَذْنِبَةُ [el-ežnibet] ve cemʹ-i kesreti اَلذَّنَائِبُ [ež-ženâ΄ib] gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı