eṯ-ṯuġyân ~ اَلطُّغْيَانُ

Kamus-ı Muhit - الطغيان maddesi

اَلطَّغْيُ [eṯ-ṯaġy] (ṯâ’nın fethi ve ġayn-ı muʹcemenin sükûnuyla) ve

اَلطُّغْيَانُ [eṯ-ṯuġyân] (ṯâ’nın zammı ve kesriyle) Bir nesne hadd ve mikdârını tecâvüz eylemek maʹnâsınadır ki azmak ve azgın olmak taʹbîr olunur; yukâlu: طَغِيَ الشَّيْءَ طَغْيًا وَطُغْيَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا جَاوَزَ الْقَدْرَ Ve pek yükselmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: طَغِيَ السَّحَابُ إِذَا ارْتَفَعَ Ve kâfir küfründe pek azgınlık eylemek maʹnâsınadır, Firʹavn ve Nemrûd gibi; yukâlu: طَغِيَ الْكَافِرُ إِذَا غَلَا فِي الْكُفْرِ Ve zulm ve meʹâsîde ifrât eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَغِيَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَفَ فِي الْمَعَاصِي وَالظُّلْمِ Ve su çoğalıp taşkın olmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَغِيَ الْمَاءُ إِذَا ارْتَفَعَ Ve mizâcda kan galebe eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: طَغِيَ بِهِ الدَّمُ إِذَا تَبَيَّغَ Ve sığır kısmı böğürmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَغِيَتِ الْبَقَرَةُ إِذَا صَاحَتْ

Vankulu Lugatı - الطغيان maddesi

اَلطُّغْيَانُ [eṯ-ṯuġyân] (ṯâ’nın zammı ve ġayn’ın sükûnuyla) Bir nesne haddinden tecâvüz etmek; yukâlu: طَغَا يَطْغَى مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَيَطْغُو مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا جَاوَزَ الْحَدَّ وَيُقَالُ طَغِيَ يَطْغَى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ مِثْلُهُ Ve

طُغْيَانٌ [ṯuġyân] Deryânın mevc vurmasına dahi derler; yukâlu: طَغَا الْبَحْرُ إِذَا هَاجَتْ أَمْوَاجُهُ Ve kan galebe etmeğe dahi derler; yukâlu: طَغَا الدَّمُ إِذَا تَبَيَّغَ Ve تَبَيَّغَ [tebeyyeġa] ġayn-ı muʹceme ile kan galebe etmek maʹnâsınadır. Ve sel ziyâde gelmeğe dahi derler; yukâlu: طَغَا السَّيْلُ إِذَا جَاءَ بِمَاءٍ كَثِيرٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı