اَلْبَذُّ [el-bežž] (bâ’nın fethi ve žâl’ın teşdîdiyle) ve
اَلْبَذِيذَةُ [el-bežîžet] (bâ’nın fethiyle) Kahr ve galebe eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَذَّهُ بَذًّا وَبَذِيذَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا غَلَبَهُ Ve
بَذٌّ [bežž] Güveye hurmâya denir ki dağılır olur, cins ʹadd olunmaz; yukâlu: تَمْرٌ بَذٌّ أَيْ مُنْتَثِرٌ Ve
بَذٌّ [Bežž] Îrân’da Errân ile žerbaycân eyâletleri beyninde bir vilâyet adıdır ki onda dâ΄iresi üç dönüm mikdârı bir mahal vardır; içinde bir adam duracak mikdâr bir yer vardır ki onda duʹâ müstecâbdır. Ve aşağı tarafından bir büyük nehr cârî olur ki hummâ-yı ʹatîkaya mübtelâ olanlar ondan igtisâl eyledikte hummâsı zâ΄il olur. Ve
بَذٌّ [bežž] Yalnız, ferd maʹnâsınadır; فَذٌّ [fežž] lafzına mü΄ekked olarak zikr olunur; yukâlu: فَذٌّ بَذٌّ أَيْ فَرْدٌ Ve
بَذٌّ [bežž] بَذَاذَةٌ [bežâžet]ten vasf olur, pejmürde-kıyâfet ve perîşân-şekl olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ بَذُّ الْهَيْئَةِ وَبَاذُّ الْهَيْئَةِ أَيْ رَثُّهَا Ve misl ve nazîr maʹnâsına gelir; yukâlu: مَا لَهُ بَذٌّ أَيْ مِثْلٌ
اَلْبَذُّ [el-bežž] (bâ’nın fethi ve žâl’ın teşdîdiyle) Galebe etmek maʹnâsına; tekûlu: بَذَّهُ يَبُذُّهُ بَذًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ أَيْ غَلَبَهُ Ve
بَذٌّ [Bežž] Kezâlik Bâbek-i Ḣurremî demekle maʹrûf kimsenin şehrlerinden bir şehrin adıdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı