Mütercim der ki hissîsadan olmakla bundan muzâriʹ ve masdar ve ism-i fâʹil sîgaları mutasarrıf olmaz, niteki Beyḋâvî sûre-i Furkân evvelinde tansîs eylemiştir. Ve yine Beyḋâvî ʹaleyhi’r-rahme تَكَاثَرَ خَيْرُهُ أَوْ تَزَايَدَ عَنْ كُلِّ شَيْءٍ وَتَعَالَى عَنْهُ فِي صِفَاتِهِ وَأَفْعَالِهِ ʹibâretiyle tefsîr eylemiştir ki kavl-i evvel hâsıl-ı maʹnâdır. Ve kavl-i sânîde تَعَالَى kelimesi تَزَايَدَ lafzına ʹatf-ı tefsîrdir ve تَفَاعُلٌ [tefâʹul] sîgası mübâlagayı mutazammındır ki ezelî ve ebedî hayr ve birr ve ihsân-ı kesîr yaʹnî gayr-i munkatıʹdır yâhûd vech-i mezkûr üzere mahlûkâttan müteʹâlîdir demektir, taʹâlâ ve tekaddese. Ve Muzhir’de mersûmdur ki nevâsih-i ibtidâ΄ ve bâb-ı istisnâ΄ ve bâb-ı taʹaccüb ve emsâl üzere mebniyye olan efʹâl ve sıfât-ı ilâhiyyeye mahsûs olan تَبَارَكَ fiʹli ve يَنْبَغِي ve عِمْ ve هَبْ makûlesi fiʹller siyag-ı muhtelife tasarrufundan memnûʹlardır. Ve
تَبَارُكٌ [tebâruk] Bir nesne ile hayra tefe΄΄ül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَبَارَكَ بِالشَّيْءِ إِذَا تَفَأَّلَ بِهِ Maʹnâ-yı evvelde vech-i mezkûr üzere mutasarrıf olmayıp lâkin maʹnâ-yı sânîde mutasarrıf olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı