beyne-mâ ~ بَيْنَمَا

Kamus-ı Muhit - بينما maddesi

بَيْنَا [beynâ] (elif-i maksûre ile aslı بَيْنَ idi, nûn’un fethiyle işbâʹ olunmakla elif tahaddüs eyledi) ve

بَيْنَمَا [beyne-mâ] (kelimesi ki مَا ziyâde olunmuştur) İkisi de kelimât-ı ibtidâdandır; yukâlu: بَيْنَا نَحْنَ كَذَا وَبَيْنَمَا نَحْنُ كَذَا إِذْ حَدَثَ كَذَا Yaʹnî “Biz o esnâda iken nâgâh şöyle bir iş zuhûr eyledi.” Aṡmaʹî dedi ki بَيْنَا kelimesinin mevziʹine بَيْنَ lafzı vazʹ olunmak sahîh olursa mâ-baʹdi mecrûr olur, ke-kavli’ş-şâʹir: “بَيْنَا تَعَنُّفِهِ الْكُمَاةَ وَرَوْغِهِ || يَوْمًا أُتِيحَ لَهُ جَرِيءٌ سَلْفَعُ” Ve Aṡmaʹî’den mâ-ʹadâ nühât بَيْنَا ve بَيْنَمَا kelimelerinin mâ-baʹdlarını mubtedâ ve haber olmak üzere merfûʹ kıldılar.

Vankulu Lugatı - بينما maddesi

بَيْنَمَا [beynemâ] (bâ’nın ve nûn’un fethi ve mâ-beynde yâ’nın sükûnuyla) Kezâlik بَيْنَا [beynâ] maʹnâsınadır, mîm zâ΄idedir; tekûlu: بَيْنَا نَحْنُ نَرْقُبُهُ أَتَانَا أَيْ بَيْنَ أَوْقَاتِ رِقْبَتِنَا إِيَّاهُ Pes أَوْقَاتٌ [evḵât] hazf olunup أَوْقَاتٌ [evḵât]ın muzâfun ileyhi olan cümle بَيْنَ kelimesin vely etmiştir; ﴿وَاسْأَلِ الْقَرْيَةَ﴾ (يوسف، 82) âyet-i kerîmesinde muzâf hazf olunduğu gibi. Ve zurûf-ı zamânın cümleye izâfeti hod şâyiʹdir; ke-kavlike: أَتَيْتُكَ زَمَنَ الْحَجَّاجُ أَمِيرٌ Ve Aṡmaʹî بَيْنَا kelimesinin mâ-baʹdin mecrûr ederdi, kaçan بَيْنَ maʹnâsına olup mevziʹine بَيْنَ vazʹ olunmak sahîh olsa. Ve Aṡmaʹî’den gayrısı بَيْنَا ve بَيْنَمَا kelimelerinden sonra gelen kelimeleri merfûʹ kıldılar, mubtedâ ve haber olmak üzere.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı