te΄žîn ~ تَأْذِينٌ

Kamus-ı Muhit - تأذين maddesi

اَلتَّأْذِينُ [et-te΄žîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Çok iʹlâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَذَّنَ الْأَمْرَ إِذَا أَكْثَرَ إِعْلَامَهُ Ve bir kimsenin kulağını burmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَذَّنَ فُلَانًا إِذَا عَرَكَ أُذُنَهُ Ve bir adama su makûlesi şürbe vermeyip şürbden redd ve menʹ eylemek maʹnâsınadır, binâsı izâle içindir ki selb-i izn ve destûr eder; yukâlu: أَذَّنَهُ إِذَا رَدَّهُ عَنِ الشُّرْبِ فَلَمْ يَسْقِهِ Ve ayakkabıya ve sâ΄ir nesneye kulak geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَذَّنَ النَّعْلَ وَغَيْرَهَا إِذَا جَعَلَ لَهَا أُذُنًا Ve

تَأْذِينٌ [te΄žîn] İsm olur, ezân maʹnâsına; tekûlu: سَمِعْتُ تَأْذِينَهُ أَيْ أَذَانَهُ Ve ezân okumak maʹnâsınadır; yukâlu: أَذَّنَ الْمُؤَذِّنُ بِالصَّلَاةِ إِذَا أَعْلَمَ بِهَا

Vankulu Lugatı - تأذين maddesi

اَلتَّأْذِينُ [et-te΄žîn] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir nesneye kulak etmek; tekûlu: أَذَّنْتُ الْفِعْلَ وَغَيْرَهَا تَأْذِينًا إِذَا جَعَلْتَ لَهَا أُذُنًا Ve

تَأْذِينٌ [te΄žîn] Oğlanın kulağın yumağa dahi derler; tekûlu: أَذَّنْتُ الصَّبِيَّ إِذَا عَرَكْتَ أُذُنَهُ Ve عَرْكٌ [ark] ʹayn’ın fethiyle bir nesneyi ovmaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı