اَلْخَسِيسَةُ [el-ḣasîset] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Nâkanın ön dişlerinin yanlarında olan dişlere denir ve bu altıncı yaşına girip ön dişleri bıraktığı vaktte olur ve nâka΄-i maʹhûde o vakit ʹîd ve hacc kurbanlarına sâlih olur; yukâlu: جَاوَزَتِ النَّاقَةُ خَسِيسَتَهَا وَهِيَ أَسْنَانُهَا دُونَ الْإِثْنَاءِ Ve
خَسِيسَةٌ [ḣasîset] Haslet-i deniyye vü rediyyeye denir; ve minhu tekûlu: رَفَعْتُ مِنْ خَسِيسَتِهِ إِذَا فَعَلْتَ فِعْلاً يَكُونُ فِيهِ رِفْعَتُهُ ve yukâlu: رَفَعَ اللهُ خَسِيسَةَ فُلاَنٍ إِذَا رَفَعَ حَالَهُ بَعْدَ انْحِطَاطِهَا Burada hâlet-i rediyye demek olur.
اَلْخَسِيسَةُ [el-ḣasîset] (ḣâ’nın fethiyle ve sîn’in kesri ve meddiyle) Denâ΄et ve rezâlet; tekûlu: رَفَعْتُ مِنْ خَسِيسَتِهِ إِذَا فَعَلْتَ بِهِ فِعْلًا يَكُونُ فِيهِ رِفْعَتُهُ Ve
خَسِيسَةٌ [ḣasîset] Nâkanın ön dişlerinin yanında olan dişlerdir; yukâlu: جَاوَزَتِ النَّاقَةُ خَسِيسَتَهَا Ve bu altıncı yılda olur ön dişleri bıraktığı zamânda ve bu bayram kurbânına ve hac kurbânına sâlih olmak zamânıdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı