ḣazz ~ خَزٌّ

Kamus-ı Muhit - خز maddesi

Mü΄ellif sevb-i maʹrûfla iktifâ eyleyip lâkin müştebih bir nesnedir. Nihâye’de bu resme mastûrdur ki bi-ʹibârâtihi îrâd olundu: Ve fî hadîsi ʹAlî radıyallâhu ʹanhu: ḣأَنَّهُ نَهَى عَنْ رُكُوبِ الْخَزِّ وَالْجُلُوسِ عَلَيْهِḢ اَلْخَزُّ اَلْمَعْرُوفُ أَوَّلاً ثِيَابٌ تُنْسَجُ مِنْ صُوفٍ وَإِبْرِيسَمٍ وَهِيَ مُبَاحَةٌ وَقَدْ لَبِسَهَا الصَّحَابَةُ وَالتَّابِعُونَ فَيَكُونُ النَّهْيُ عَنْهَا لِأَجْلِ التَّشَبُّهِ بِالْعَجَمِ وَزِيِّ الْمُتْرَفِينَ وَإِنْ أُرِيدَ بِالْخَزِّ اَلنَّوْعُ الْآخَرُ وَهُوَ الْمَعْمُولُ الْآنَ فَهُوَ حَرَامٌ لِأَنَّهُ جَمِيعُهُ مَعْمُولٌ مِنَ الْإِبْرِيسَمِ Yaʹnî selefte خَزٌّ [ḣazz] dedikleri beyne’l-ʹArab bir sevb-i maʹrûftur ki yünden ve tiftikten ve ipekten maʹmûl olur idi ki arışı ipek ve argacı yünden yâhûd tiftikten idi. Hâlen argacı iplikten olana hilâlî ve kuṯnî taʹbîr olunur. O dahi bunlar gibi bir sevbdir, mübâh olmakla ashâb ve tâbiʹûn giyerler idi. Baʹdehu ʹAcem tâ΄ifesine ve dünyâ muhteşemlerine teşebbüh hücnetine mebnî nehy sâdır oldu. Ve ikincisi arışı ve argacı ipek olandır ki sonradan ona dahi خَزٌّ [ḣazz] ıtlâk eylediler, bu harâmdır. Zemaḣşerî Muḵaddimetü’l-Edeb’de nevʹ-i sânî ile beyân eylemiştir. Ve Miṡbâḩ’ın ve Muġrib’in beyânlarına göre خَزٌّ [ḣazz] asl bir cânver ismi olup baʹdehu onun tiftiğinden maʹmûl olan sevbe ıtlâk olundu. Ve Hidâye şerhi Nihâye’nin beyânına göre خَزٌّ [ḣazz] bir nevʹ sevb ismidir ki arışı harîr ve argacı bahrî bir hayvânın tiftiğinden maʹmûl olur. Ve ʹİnâye’nin beyânına göre bir cânver ismi olup baʹdehu onun tiftiğinden masnûʹ olan sevbe ıtlâk olundu, hattâ eskidikte tekrâr bozup müceddeden eğirip yine nesc olunur olduğu menkûldür. Hülâsa خَزٌّ [ḣazz] iki gûne kumaşa ıtlâk olunur: Biri erşi ve argacı ipek olandır ki bu harâmdır ve dîğeri vech-i mezkûr üzere ipek ile bir cânver-i bahrî tüyünden maʹmûl olandır ki bu helâldir. Ve o cânver-i bahrî deniz koyunu dedikleri hayvân olduğu tashîh-kerde-i mütercim-i hakîrdir. Ve o hayvân baʹzı enhârda meşhûdumuz olmuştur. Bu sûrette ondan maʹmûl sevb şâl nevʹinden olur. Ve mü΄ellif aşağıcada tavşan ismi olan خَزَزٌ [ḣazez]den müştak oldu diye bir mübhem kelâm dahi îrâd eylemiştir. Zâhiren hayvân-ı mezbûrun tüyü tavşana şebîh olduğundan yâhûd sevb-i maʹhûd tavşan tüyü gibi yumuşak olduğundan ona dahi خَزٌّ [ḣazz] ıtlâk olunduğunu murâd eylemiş ola. İnteha’l-kelâm. Ve

خَزٌّ [ḣazz] Masdar olur, duvar üzere kimse sıyrılıp çıkmamak için tepesine dikenli çalı vazʹ eylemek maʹnâsına; yukâlu: خَزَّ الْحَائِطَ بِالشَّوْكِ خَزًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا وَضَعَ عَلَيْهِ لِئَلاَّ يُتَسَلَّقَ Ve ʹadûları oka ve mızrağa dizmek yaʹnî birbiri ardınca ok ile yâ mızrakla vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَزَّهُ بِسَهْمِهِ أَوْ رُمْحِهِ إِذَا انْتَظَمَهُ وَطَعَنَهُ

Vankulu Lugatı - خز maddesi

اَلْخَزُّ [el-ḣazz] (ḣâ’nın fethi ve zâ’nın teşdîdiyle) Bir nevʹ bezdir, sevb kısmından. Ve

خَزٌّ [ḣazz] Ok ile sançmağa dahi derler; yukâlu: خَزَّهُ بِسَهْمٍ أَيِ انْتَظَمَهُ Ve

خَزٌّ [ḣazz] Duvar üzere diken komağa dahi derler; yukâlu: خَزَّ حَائِطَهُ أَيْ وَضَعَ فِيهِ الشَّوْكَ لِئَلَّا يُتَسَلَّقَ Ve تَسَلُّقٌ [tesalluḵ] sîn-i mühmele ile duvara çıkmaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı