اَلْغَمْصُ [el-ġamṡ] (رَمْسٌ [rems] vezninde) ve
اَلْغَمَصُ [el-ġamaṡ] (fethateynle) Bir kimseyi yâ bir nesneyi hor ve hakîr görmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَصَهُ كَضَرَبَ وَغَمِصَهُ كَسَمِعَ وَفَرِحَ غَمْصًا وَغَمَصًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا احْتَقَرَهُ Ve bir kimseyi ʹayblayıp şânını tahkîr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَصَهُ إِذَا عَابَهُ وَتَهَاوَنَ بِحَقِّهِ Ve küfrân-ı niʹmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَصَ النِّعْمَةَ إِذَا لَمْ يَشْكُرْهَا Ve
غَمَصٌ [ġamaṡ] (fethateynle) Gözden akan çirk ve çapağa denir ve akmayıp köşesinde kalırsa رَمَصٌ [remaṡ] denir; yukâlu: فِي عَيْنِهِ غَمَصٌ وَهُوَ مَا سَالَ مِنَ الرَّمَصِ Ve gözün çapağı akmak maʹnâsına masdar olur; yukâlu: غَمِصَتْ عَيْنُهُ غَمَصًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَالَ رَمَصُهُ Ve
غَمْصٌ [ġamṡ] (mîm’in sükûnuyla) Bir kimse hakkında kizb ve iftirâ eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: لاَ تَغْمِصْ عَلَيَّ غَمْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ لاَ تَكْذِبْ
اَلْغَمْصُ [el-ġamṡ] (ġayn’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Bir nesneyi hakîr ve sagîr görmek; yukâlu: غَمَصَهُ يَغْمِصُهُ غَمْصًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا اسْتَصْغَرَهُ وَلَمْ يَرَ شَيْئًا Ve
غَمْصٌ [ġamṡ] Niʹmete şükr etmemeğe dahi derler; yukâlu: غَمَصَ فُلَانٌ النِّعْمَةَ إِذَا لَمْ يَشْكُرْهَا Ve bir kimseyi kelimâtında taʹyîb etmeğe dahi derler; yukâlu: غَمَصْتُ عَلَيْهِ قَوْلًا قَالَهُ إِذَا عِبْتَهُ عَلَيْهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı