nisbet ~ نِسْبَةٌ

Kamus-ı Muhit - نسبة maddesi

Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre نسَبٌ [neseb] ve نِسْبَةٌ [nisbet] ebeveyn cihetlerinden olan iştirâk ve ittisâle denir. O dahi iki nevʹdir. Biri نَسَبٌ بِالطُّولِ [neseb bi’t-ṯûl]dur ki âbâ΄ ve ebnâ΄ beynlerinde olan iştirâk ve ittisâldır. Ve biri نَسَبٌ بِالْعَرَضِ [neseb bi’l-ʹaraḋ]dır ki ihve ve beni’l-ihve ve beni’l-aʹmâm beynlerinde olan karâbet gibi. Ve gâh olur ki نِسْبَةٌ [nisbet] baʹzı tecânüsle birbirine mütecânis olan mikdârında dahi istiʹmâl olunur, نَسِيبٌ [nesîb]-i şiʹr bu maʹnâdandır ki kasîdede ʹaşk ve hevâsını yâd ederek mahbûbeye gûyâ ki intisâb eylemekten ʹibârettir. Ve Miṡbâḩ’ın beyânına göre asl نَسَبٌ [neseb] ve نِسْبَةٌ [nisbet] bir kabîleye yâhûd bir beldeye iʹtizâ ve izâfe maʹnâsına mevzûʹ olup baʹdehu vuslat-ı karâbette istiʹmâl olundu. Ve eğer nisbette ʹâmm ve hâssın ikisi de mezkûr ise ʹâmm, hâss üzere takdîm olunur; yukâlu: قُرَشِيٌّ هَاشِمِيٌّ Zîrâ hâss takdîm olunsa ʹâmm hemân te΄kîdi müfîd olur, lâkin ʹâmmın takdîmi te΄sîs olur. Kezâlik kâbîle, belde üzere takdîm olunmak ensebdir, zîrâ onun nisbeti zâtiyyedir; yukâlu: قُرَشِيٌّ مَكِّيٌّ Ve نَسَبٌ [neseb]in cemʹi أَنْسَابٌ [ensâb]dır سَبَبٌ [sebeb] ve أَسْبَابٌ [esbâb] gibi ve nûn’un kesriyle نِسْبَةٌ [nisbet]in cemʹi نِسَبٌ [niseb]dir عِنَبٌ [ʹineb] vezninde. Ve nûn’un zammıyla نُسْبَةٌ [nusbet]in cemʹi نُسَبٌ [nuseb]dir, غُرْفَةٌ [ġurfet] ve غُرَفٌ [ġuref] gibi. Ve مُنَاسَبَةٌ [munâsebet] mâddesi dahi bundandır ki مُقَارَبَةٌ [muḵârebet] maʹnâsınadır. İntehâ. Ve

نَسَبٌ [neseb] ve

نِسْبَةٌ [nisbet] Masdar olur, bir kimse bir âhere kendi soyunu ve nesebini zikr ve beyân eylemek maʹnâsına; yukâlu: نَسَبَهُ نَسَبًا وَنِسْبَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا ذَكَرَ نَسَبَهُ Ve bir kimse âherin kendiye intisâb eylemesini istemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَبَهُ أَيْ سَأَلَهُ أَنْ يَنْتَسِبَ بِأَنْ قَالَ لَهُ إِنْتَسِبْ لَنَا Ve

نَسِيبٌ [nesîb] (نَحِيبٌ [neḩîb] vezninde) ve

مَنْسَبَةٌ [mensebet] (مَشْرَبَةٌ [meşrebet] vezninde) Şâʹir kasîdesinde mahbûbesini ve ona olan ʹaşk ve hevâsını zikr ile tagazzül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَبَ الشَّاعِرُ نَسَبًا وَنَسِيبًا وَمَنْسَبَةً إِذَا شَبَّبَ بِهَا فِي الشِّعْرِ Üdebâ-yı ʹArabın zen-dosta نَسِيبِيٌّ [nesîbiyy] ıtlâkı bundandır.

Vankulu Lugatı - نسبة maddesi

اَلنُّسْبَةُ [en-nusbet] (nûn’un zammıyla) ve

اَلنِّسْبَةُ [en-nisbet] (nûn’un kesriyle) Kezâlik نَسَبٌ [neseb] maʹnâsınadır. Ve

نِسْبَةٌ [nisbet] Neseb zikr etmek maʹnâsına da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı