اَلنَّزَاعَةُ [en-nezâʹat] (قَنَاعَةٌ [ḵanâʹat] vezninde) ve
اَلنِّزَاعُ [en-nizâʹ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve
اَلنُّزُوعُ [en-nuzûʹ] (رُجُوعٌ [rucûʹ] vezninde) Bir nesneye ârzû eylemek maʹnâsınadır ki gönül çekinmek taʹbîr olunur; yukâlu: نَزَعَ الرَّجُلُ إِلَى أَهْلِهِ نَزَاعَةً وَنِزَاعًا وَنُزُوعًا إِذَا اشْتَاقَ Ve
نُزُوعٌ [nuzûʹ] Bir nesneden ferâgat edip geri çekilmek maʹnâsınadır ki vâz gelmek taʹbîr olunur; yukâlu: نَزَعَ عَنِ الْأُمُورِ نُزُوعًا إِذَا انْتَهَى عَنْهَا Ve veled, peder ve mâderi makûlesine benzemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki ona çekmek taʹbîr olunur; yukâlu: نَزَعَ الْوَلَدُ أَبَاهُ وَإِلَى أَبِيهِ نُزُوعًا إِذَا أَشْبَهَهُ
اَلنُّزُوعُ [en-nuzûʹ] (zammeteynle) Bir nesneden ictinâb etmek; yukâlu: نَزَعَ عَنِ الْأَمْرِ نُزُوعًاVe
نُزُوعٌ [nuzûʹ] Veled vâlidi semtinde olmağa da derler; yukâlu: نَزَعَ إِلَى أَبِيهِ فِي الشَّبَهِ إِذَا ذَهَبَ Ve at bir kerre seğirtmeğe dahi derler; yukâlu: نَزَعَتِ الْخَيْلُ إِذَا جَرَتْ طَلَقًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı