nesemân ~ نَسَمَانٌ

Kamus-ı Muhit - نسمان maddesi

اَلنَّسِيمُ [en-nesîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bu dahi rüzgârın nefeslenmesine denir ki hoş ve âheste ve mülâyim esmesinden ʹibârettir; tekûlu: وَجَدْتُ نَسِيمَ الرِّيحِ أَيْ نَفَسَهَا Mütercim der ki نَسِيمٌ [nesîm] hoş ve latîf rüzgârda dahi istiʹmâl olunur, niteki Ṡiḩâḩ’ta ve Muḵaddime’de meşrûhtur, ke-mâ kâle’ş-şâʹir: “نَسِيمُ الصَّبَا بَلِّغْ سَلَامِي إِلَيْهِمْ” Ve

نَسِيمٌ [nesîm] ve

نَسْمٌ [nesm] (رَسْمٌ [resm] vezninde) ve

نَسَمَانٌ [nesemân] (fetehâtla) Rüzgâr esmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَمَتِ الرِّيحُ نَسْمًا وَنَسِيمًا وَنَسَمَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا هَبَّتْ Ve

نَسِيمٌ [nesîm] Câna denir; yukâlu: فُلَانٌ ثَقِيلُ النَّسِيمِ أَيِ الرُّوحِ Ve tere ıtlâk olunur, عَرَقٌ [ʹaraḵ] maʹnâsına. Ve

نَسْمٌ [nesm] (رَسْمٌ [resm] vezninde) Deve tabanıyla yere vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَمَ الْبَعِيرُ بِخُفِّهِ نَسْمًا إِذَا ضَرَبَ Ve bir nesne mütegayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَمَ الشَّيْءُ إِذَا تَغَيَّرَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı